Hürriyet Gazetesi;Deniz SİPAHİ
DALAMAN, Ortaca, Köyceğiz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği Derneği (DOKTOB) Başkanı Yücel Okutur, geçen ay bir programı nedeniyle Amerika’daydı. Dönüşte yaşadığı bazı olayları benimle paylaştı.
Aslında yurtdışına çıkan birçok kişi de benzer örneklerle beni aramışlardı.
Yücel Okutur’dan başından geçen olayları yazmasını istedim.
Özet halinde aktarıyorum…
“ABD’nin Florida Bölgesi’ne gittim. Amerika, 26 Ocak itibariyle ülkeye girişlerde, 90 gün içerisinde Kovid-19 testi pozitif çıkıp, tedavisi biten ziyaretçileri, sonuçları ve tarihini gösterir belgenin sunulması halinde ülkeye girişlerde yeni bir PCR testi yaptırılmasına gerek kalmaksızın kabul ediyor. Ülkemize dönüşte Sağlık Bakanlığımızın son 3 günde yapılmış negatif sonuç içeren PCR testi istemesi bizi çok zor durumda bıraktı. Sadece bizi değil, ülkemize gelecek turist ve ziyaretçileri düşünerek karşılaştığımız zorlukları paylaşarak bu uyarıyı yapma gereğini hissettim. Öncelikle 90 günde Kovid-19 geçirip, tedavi olmuş biri olarak, kendi ülkeme girerken daha az zahmetli ve ucuz olan antijen testinin bile kabul edilmeyip PCR istenmesi yüzünden; hem zaman kaybı, hem de ekstra masraf yapmak zorunda kaldık. Örneğin bulunduğumuz eyalette ücretsiz PCR testi yapılmasına rağmen, sonuçların 5-7 günde verilebilmesi nedeniyle fiyatları 150-279 dolar arasında değişen ve hızlı PCR sonucu veren yerleri bulmak zorunda kaldık. Pazar günü her yerin kapalı olması sebebiyle testi yaptırabileceğimiz iki günümüz vardı. Uçuşumuzun 10 Şubat’ta olduğu düşünüldüğünde 7’si pazar olduğu için 8 veya 9 haricinde alternatifimiz yoktu. 8 Şubat’ta randevuların tamamı dolu olduğu için test 9 Şubat’a kaldı. Kişibaşı 150 dolardan testleri yaptırdık. Daha 16 Aralık’ta ailece tedavimiz bittiği halde benim test sonucum pozitif ve diğer aile bireylerinin negatif gelmesi bizi çok şaşırttı. Hiçbir belirti vermediğim için eşim testin tekrarlanmasını istedi. Sağlık kuruluşu bir 150 dolar daha ödememiz halinde kabul etti, ancak randevuların dolu olduğunu söyledi. Ertesi gün uçağımız olduğunu da söylememiz işe yaramadı. Sonunda 16.30’da bir randevunun iptal olma ihtimaliyle saatlerce bekleyip testi yaptırdık ve negatif çıkmasıyla yurdumuza dönebildik. Test sonucunu kabul etmiş ve tekrarlamamış olsaydık, 14 gün de ABD’de karantinada kalacaktık. PCR testlerinin çok güvenilir olmadığını bir kez de kendimiz test etmiş olduk. Ülkemize gelecek turistler, son 90 günde koronavirüs geçirip tedavi olmuşlarsa PCR testi yerine hızlı test ya da antigen testi ya da belki de hiçbir şey istemeden ülkemize giriş yapabilmeleri tekrar değerlendirilmeye sunulabilir. Ülkemizde satılan paket tur fiyatlarını düşündüğünüzde, 4 kişilik bir ailenin PCR testi için yapacağı masraf ve 3 gün sınırlaması ile yasayacağı telaş caydırıcı olacaktır. Daha kolay seyahat edecekleri destinasyonları tercih edecektir. Sık seyahat eden iş insanlarının 3 gün için iş gezisine gitmiş kişiler için de test laboratuvarlarına gitmek, virüsün daha yoğun olabileceği bu alanlarda daha büyük risk oluşturacaktır.”
Bu konuda benzer yorumlar çok geldiği için Yücel Okutur’un bu mesajını önemli görüyorum.
Okutur’un turizm sektörünün önemli temsilcilerinden biri olduğunu da unutmamak gerekir.